Çocuklarda beslenme erişkine göre daha büyük öneme sahiptir. Erişkinler sadece yaşamın devamı için beslenirken çocuklar hem yaşamın devamı hem de büyümenin sağlanması için beslenirler. Kısacası beslenme çocuklarda yapıtaşı görevini görür. Bu anlamda çocuğun sağlığı doğru beslenme ile paralel seyir gösterir. Yetersiz beslenen çocuklarda besin eksikliği bulguları, yetersiz büyüme ve hastalıklara sık yakalanma görülürken, fazla kalorili, katkı maddeli beslenen çocuklarda da birçok hastalık görülebilir. Yeterli veya yetersiz beslenme çok geniş ve tanımlanması zor kavramlardır, bu nedenle aileler genellikle ne yapacağını bilememenin karmaşasını yaşarlar.
Beslenme bağışıklık sistemimizi etkiler mi? Beslenmenin bağışıklık sistemine etkileri bebeklik döneminde başlamaktadır. Bebekler için ilk 4-6 ay en iyi beslenme seçeneği anne sütüdür. Bebeğin ek gıdalara başlaması ne erken ne de geç olmamalıdır. 4 aydan önce veya 6 aydan geç başlama durumunda besin reaksiyonları olabilir.
Günümüz dünyasında çabuk beslenme ihtiyacı ve besin endüstrisinin gelişimine paralel olarak katkı maddeli beslenme çok yaygınlaşmıştır. Katkı maddeli beslenme tüm sistemleri etkilediği gibi bağışıklık sistemini de etkiler. Bu etkiler alerjik reaksiyonların artışı şeklinde olabileceği gibi bağışıklık fonksiyonlarının baskılanması şeklinde de olabilir. Yetersiz beslenen yani özellikle az protein, vitamin, mineral, pre/pro biyotik alan çocukta bağışıklık sistemi baskılanabilir. Ancak zaten iyi beslenen çocuğa fazladan yiyecek ve alternatif gıdalar verilmesi bağışıklık sistemine fazladan güç kazandırmaz. Bir çocukta doğuştan bağışıklık sistemi yetersizliği hastalığı varsa beslenme ile düzelmez. Bu durumda bağışıklık sisteminin eksik parçası ilaçlarla yerine konmalıdır.
Günümüzde besin alerjileri çok sık görülmektedir. Besin alerjisi, milyonlarca insanı etkileyen, kişinin ve ailesinin yaşam kalitesinde bozulmaya neden olan, ciddi sonuçlara neden olabilen bir bağışıklık sistemi bozukluğu durumudur. Besin alerjilerinin artış nedenleri hamilelik dönemine kadar dayanmaktadır. Anne karnındaki süreçten itibaren, stres, antibiyotik ve diğer bazı ilaçların kullanımı, genetik yatkınlık gibi faktörler besin alerji oluşum sürecini etkileyebilir. Besin alerjisi çocuklarda huzursuzluk, iştahsızlık, sindirim ve solunum sistemi sorunları, büyüme geriliği ve cilt hastalıkları gibi sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu nedenle alerji tanısı doğru bir şekilde konularak çocuğumuza zarar vermesi önlenmelidir. Ancak olmadığı halde besin alerji tanısı konması, gereksiz yere diyet yapılmasına neden olmakta ve çocuğu beslenme riskleriyle karşı karşıya getirmektedir.
Sonuç olarak çocuğun beslenmesi bağışıklık sistemi ile yakın etkileşim içindedir. Çocuğu eksik veya fazla değil, doğru besleyerek gelişimine ve bağışıklık sistemine destek olunması son derece önemlidir.
.png){kind=logo}
